Facebook'tan takip et!

26 May 2011

Newyork Times yazarı Seth Schiesel’in Diablo 3 incelemesi...

Zindanlar ve zombiler harika ama işte takas olayı;

     Henüz piyasaya çıkmamış bir oyun hakkında yazmak oldukça riskli aslında. Böyle bir yazı  okuyucuların beklemediği gibi çıkabilir dahası beklentilerini yanlış yönlere çekebilir. Ama söz konusu belki de dünyanın en iyi ve en başarılı oyun şirketi Blizzard Entertainment olunca, bir istisna yapılabilir.

     Oynamak için sabırsızlandığım bir oyun varsa o da Blizzard’dan çıkacak olan Diablo III’tür.

     Pazartesi günü kendimi Blizzard’ın iyi korunan dev kompleksinde, Mad King’in Torture Chambers bölümünde Witch Doctor’ımı oyuna hazırlarken buldum. (Oyunu oynamak için ülkenin diğer ucuna gitmedim tabi, aile ziyareti için Orange County’ye gitmişken Blizzard’a uğradım) Bir saat boyunca, zindanları, aç zombileri, şimşek çakan mızrakları ve benimle hazine sandığı arasında kana susamış bekleyen düşmanları keşfe çıktım.

     Bir saatin bu kadar çabuk geçmesine inanamadım.
     Tabi ki Diablo zaten sizi mükemmel atmosferiyle hipnotize edercesine içine çekiyor ve çıkamıyorsunuz. Bu anlamda Diablo III’e rakip çıkacağını sanmıyorum.

     Fakat Diablo’nun asıl cazibesi rastgeleliği. Bir zindana her girişinizde bir şeyler değişiyor, bir öncekinden hep farklı oluyor. Oyunun düzeni eskisine göre değişik.En önemlisi diğer yaratıkların ne taşıdığını asla bilemiyorsunuz. Çoğunlukla taşıdığı şey çöp oluyor. Ama küçük bir ihtimal de olsa hiç bir oyuncunun daha önce görmediği, bulmadığı bir ganimete de sahip olabilirsiniz. Bunun nedeni de hazinenin her parçasının rastgele ayarlanmış olması.

     Ben buna kumar efekti diyorum. Kolu her indirdiğinizde belki kazanabilirsiniz. Büyük ihtimalle hiç kazanamayacak olsanız da kazanma hırsı sizi oynamaya devam ettirir.

     İyi tasarlanmış bir kumar makinesi gibi iyi bir rpg oyunu da beynin ödüllendirilme açlığını dindirir. Bunların hepsi kulağa manipule edici gelebilir. Ama kitleler için piyasaya çıkan başarılı her ürün, tüketici psikolojisinin ve davranışlarının ne kadar iyi tespit edildiğini gösterir.

    Bütün gücüne rağmen kumar efekti kısa sürelidir. Diablo III’ün uzun süreli olması ise online topluluğu ve yapay ekonomisinden geliyor.

    Blizzard’da çalışan Diablo III’ün oyun yönetmeni Jay Wilson, proje üzerinde tam zamanlı olarak 5 yıldır çalışıyor (Ekibin geri kalanı ise çok daha uzun süredir). Bay Wilson insanları neyin çektiğini iyi biliyor.

    “Temelinde, Diablo takas oyunu.” diyor. Diablo’da öldürdüğünüz canavarlardan düşen itemlar sürekli değişken olarak tasarlanmış. Yani her item eşsiz. Mesela, savaştığınız iblislere ekstra zarar veren, düşmanınızı güçsüzleştirip sizi güçlendiren veya altınlarınızı çoğaltan bir balta bulduysanız, bu baltayı sizden önce hiç kimsenin bulmamış olması mümkün.

     Diablo tamamen kaderin ne getireceğini beklemek gibi. Ama ya fiziksel olarak güçsüz, büyük iki elle tutulacak silahları tutamayacak bir büyücüyseniz ve o mükemmel baltayı bulursanız? (Diablo III’ün 5 sınıfı da -Barbarian, Wizard, Demon Hunter, Witch Doctor ve Monk- birbirinden farklı oyun stillerine sahip)

     İşte bu noktada takas devreye giriyor. Barbarian karakterini oynayan birinin aradığı dev, aç iblislere ekstra zarar veren balta bulunmuşsa takasla baltaya sahip olabiliyor. Peki ya o baltaya sahip kişiyi nasıl bulacak?

     2000 yılında çıkan Diablo II’de takas yapmak ya da elinizdeki itemi satmak için saatlerce otururur yüzlerce chat kanalını gezerdiniz. Eğer aradığınız itema sahip oyuncu başka bir kanaldaysa onu bulmanız imkansızdı.Blizzard artık bunun yetmeyeceğinin farkında. Bugünün oyuncuları sıkıcılıktan uzak, kendi hareketli ekonomilerini yaratmak için daha güçlü sistemler talep ediyor. Tıpkı bir müzayede gibi.

     Diablo III çıkar çıkmaz milyonlarca oyuncu hergün rastgele dağıtılmış hazine itemlarını takas edip duracak. Bu Ebay’i bile küçük bir bakkal gibi göstericek büyüklükte bir olay. Bu, Blizzard’ın oyun üzerinde bu kadar çok çalışmasının önemli nedenlerinden biri.

     Blizzard henüz bu konuda konuşmasa da, öyle görünüyor ki Diablo III PC’den Xbox360 ve PlayStation 3 gibi konsollara da sıçrayacak ilk Blizzard oyunu gibi görünüyor. Blizzard, Diablo III için henüz bir çıkış tarihi anons etmedi.Ama Bay Wilson diyor ki: “Kesinlikle son aşamadayız. Çok az kaldı.”

     Bana öyle geldi ki Blizzard ekibi oyunu 2011 içinde çıkarmak istiyor. Şu ana kadar gösterdikleri herşey gerçekten inanılmaz. Ama ben ve benim gibi milyonlar oyunun tamamını görmek için sabırsızlıkla bekliyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder